ANA  SAYFA

 

Metin Kırılması Yöntemine İlişkin Sıkça Sorulan Sorular ve Onların Yanıtları:

 

       Metin Kırılması   Yönteminin Amacı Nedir, Bunu Kısaca Açıklar mısınız?

       Metin kırılması yönteminin amacı, büyük bir sanat eseri üzerinde kendisine özgü bir yolla sanatçının öz yaşamının ve iç dünyasının sergilendiği Derindeki metin ile En üstteki metini bulup ortaya çıkarmaktır. Bu kendisine özgü yöntem çok basit bir temele dayanır: Hakikati yadsıma noktalarını incelemek. Sanatçı eserinde ilgili noktalarda bir film karesinde olduğu biçimde  öz yaşamını ve iç dünyasını işlemektedir. Bizim tek işimiz bu film karelerini birleştirip eserin Yüzeydeki metinin altında bir Derindeki metin ve En üstteki metin gerçeğini bir başka esermiş gibi ortaya çıkarmaktır.

 

       Metin Kırılması Her Edebi Eserde Sözkonusu Olabilir mi?

       Hayır, metin kırılması sadece nitelikli eserlerde sözkonusudur. Daha doğrusu büyük sanatçıların varoluşsal kaygılarla yazdıkları büyük eserlerinde bulunabilmektedir. Bununla birlikte sıradan bir sanatçının pek çok eserinden birkaçında  bir iki noktada da olsa yer alabilmektedir.

       Bazen birkaç noktada görülen metin kırılması tüm eserin Derindeki metin ve En üstteki metin boyutlarına ışık tutabilmektedir.

 

       Metin Kırılması Yöntemi Sadece Mesnevilere mi Uygulanabilir?

       Metin kırılması yöntemi büyük  sanatçıların öykü, tiyatro metini, roman, dramatik şiir gibi edebi türlerine de  uygulanabilir. Bu tür  eserlerin  temelinde sanatçının öz yaşamını ve iç dünyasını içeren bir Derindeki metinin ve En üstteki metinin veya bunlara ilişkin bölük pörçük de olsa bazı bulguların tespit edileceği konusunda kimsenin bir kuşkusu olmasın. Metin kırılmasının  eser incelemelerinde bilimsel temele dayanan  bir sistematik  yöntem olması dolayısıyla kısa zamanda yaygınlaşacağını ve gerek ülkemizde gerekse yurt dışında pek çok edebi eserin sanatçısına ilişkin giz perdelerini açacağını umuyorum.

 

       Metin Kırılması Psikoloji ve Ruhçözümlemesine Bağlı Bir Eleştirel Yöntem midir?

Metin kırılması yöntemi kısmen psikoloji ve ruhçözümlemesine bağlıdır, kısmen de bağımsızdır. Ruhçözümlemesine ve psikolojiye bağlı olan kısmı metin kırılması sonucu ortaya çıkan sanatçının iç dünyası ile ilgili bulgulardır. Bunlar ruhçözümlemesinin ve psikolojinin verileri ile açıklanmadıkça okuyucu tarafından anlaşılmayacak kapalılıktadırlar. Yani ruhçözüm ve psikoloji bilgileri salt sanatçının iç dünyası ile ilgili bulguları değerlendirmek için kullanılmaktadır. Oysa metin kırılması sonucu sadece sanatçının iç dünyasına ilişkin bulgular elde edilmemektedir. Derindeki metin veya En üstteki metinde bir de sanatçının  öz yaşamı ile ilgili olayları, olguları işlenmektedir. Metin kırılması sonucu ortaya çıkan sanatçının öz yaşamı ile ilgili bulgular için ruhçözümün ve psikolojinin verilerine  gerek duyulmamaktadır. Çünkü metin kırılmasının sonucu ortaya çıkan sanatçının öz yaşamı ile ilgili bulgular, genellikle bir film karesi kadar açık ve gerçek bir durum arz etmektedir.

 

Sanatçının İç dünyası ile İlgili Olguları Niçin Sadece Freud’un Ruhçözümlemesi Verileri ile Açıklama Gereği Duydunuz?

Aslında sadece Freud’a bağlı kalmadım. Ama nedense Freud’un eserleri dışındakileri dipnotta ve kaynakçada göstereme gereği duymadım. Ben metin kırılması yönteminin ruhçözümün ve psikolojinin gölgesinde kalmasını istemiyorum. Bağımsızlığını kazanmasına çabalıyorum. Elimde olanak olsa hiçbir psikolog ve ruhçözümcünün adını bile anmayacağım. Ama Freud’un düşünceleri bana o kadar ters geliyor ki üzerime bulaşır kaygısıyla olacak dipnotta  ve kaynakçada onun adını veriyorum. İşin gerçeği benim derdim Freud’un veya başka bir psikologun veya ruhçözüm bilim adamının düşünceleri değildir. Ben doğan bebeğe bir kıyafet bulmaya çalışıyorum. Kimin uygun gelirse onunkini giydiriyorum. Bu konuda o kadar irade dışı çalışıyorum ki çoğu zaman Freud’un düşünceleri uygun düştüğünde buna önce ben kendim karşı çıkıyorum. Çünkü dinsizliği kendisine din olarak seçmiş Freud’u hiç sevmiyorum. Ama, “Hikmet (Bilgi), Müslüman’ın yitik malıdır, nerede bulursa onu alır (Hz.Muhammed[s.a.s.]).”

 

Metin Kırılması Yöntemi Size mi, Yoksa Batılı Bir Bilim Adamına mı Ait Bir Buluştur?

Metin kırılması yöntemi bana ait bir buluştur. Bir Batılı bilim adamından daha zeki veya akıllı olduğum için bu buluş bana nasip olmuş değildir. Zeka veya akıl konusunda hiçbir iddiam yoktur. Zekamın orta derecenin üzerinde olduğunu sanmıyorum. Bunu alçak gönüllüğümden değil, tüm içtenliğimle söylüyorum. 

Ben metin kırılması yöntemini inancıma borçluyum. Metin kırılması yönteminin altında yatan düşünsel temeli burada ana sayfada ayrı bir konu başlığı altında vermiş bulunmaktayım. Bu buluşun Batılı bir bilim adamına nasip olamamasının nedeni de budur: Evrene tevhit gözlüğü ile bakamayan bir kişinin metin kırılması yönteminin altındaki düşünsel temele ulaşamayacağını sanıyorum. Belki de bu nedenden ötürü Batılı bir bilim adamı bu buluşa benden önce imza atamadı.

Üzüldüğüm nokta az çok okumuş veya genellikle üniversitede belli bir kariyerde olan insanların içlerindeki aşağılık kompleksleridir:  Onlara göre, bizler hiçbir şey bulamayız. Her şey bulunmuştur zaten. Hele buluş denilen kavram ancak Batılılılara özgüdür. Biz onların buluşlarıyla yetinmek durumundayız. Bir şey bulduğunu sanan insanların yeri akıl hastaneleridir.

 

Metin Kırılması Yöntemini Berna Moran’ın “Edebiyat Kuramları ve Eleştiri” Adlı Eserindeki Sınıflandırmada Nereye Koyardınız?

Bilindiği üzere Berna Moran “Edebiyat Kuramları ve Eleştiri”   adlı eserinde eleştiri türlerini bir sanat olayında rol oynayan dört öğe çerçevesinde sınıflandırmıştır: sanatçı, eser, okur, toplum.

Metin kırılması yöntemi, bunlardan “eser” öğesinde yer alan “Yapısalcılık” ile büyük benzerlik gösterir. Metin kırılması yöntemi yapısalcılık eleştiri kuramları gibi eserin yapısında kendisini gösteren birtakım noktalardan, ki biz bu noktalara metin kırılması adını vermekteyiz, hareketle esere yaklaşır. Metin kırılması, yapısalcı eleştiri kuramları gibi nesnel bir tavırla ve yöntemle eseri inceler. Yapısalcı eleştiri kuramları eserin yapısında kendisini gösteren birtakım özelliklerden hareketle eserin yapısını çözümlemeye çalışırlar. Metin kırılması yöntemi ise yine yapısalcı eleştiri kuramları gibi eserin yapısında kendisini gösteren birtakım  özelliklerden hareketle yola çıkar,  ama oradan sanatçının iç dünyasına ve öz yaşamına ulaşır. Yani yapısalcı eleştiri kuramları eserden eserin yapısına ulaşırken metin kırılması yöntemi eserden eserin yapısına, oradan da sanatçıya ulaşmaktadır. Bu bakımdan metin kırılması yöntemi sadece “eser” ekseninde değerlendirilebilecek bir eleştiri yöntemi değildir. “Sanatçı” öğesi açısından da değerlendirilmesi gereken nesnel bir eleştiri yöntemi olarak dikkati çekmektedir.

 

Metin Kırılması Yöntemi ile Üç Boyutlu Metine Ulaştığınızı mı İddia Ediyorsunuz?

Evet, metin kırılması yöntemi ile üç boyutlu bir metine ulaşmaktayız. Okuyucularımın çoğunun üç boyutlu resimlere baktıklarını sanırım. Bu tür resimlerde yüzeydeki desenlerin altında üç boyutlu birtakım şekiller görülür. İncelemesini yaptığımız Fuzuli’nin Leyla ve Mecnun mesnevisinde de durum böyledir. Yüzeyde macerası okunan Leyla ve Mecnun öyküsünün altında derinde şairin çocukluk; gençlik veya olgunluk dönemlerine ait öz yaşamından ve iç dünyasından gelen başka bir öykü bulunmaktadır.  Mesnevide iki öykü de birbirlerine koşut bir biçimde akıp gitmektedir.

           

       Metin Kırılması Yöntemi Niçin Nitelikli Okuyucuya Hitap Etmektedir?

       Metin kırılması yönteminin bilincinde olan bir okuyucu, Yüzeydeki metinin  dokusunda  yer alan Derindeki metin ile En üstteki metini bulmaya ve okumaya çalışır. Bu  ona büyük bir ufuk ve bakış açısı kazandırır.

       Bir eseri okuma amacı kişiden kişiye değişir. Kimi okuyucu eserde kendisini arar. Duygu, düşünce, hayal, gözlemlerinin yansımasını eserde bulmak ister. Bu tür eserleri okumaktan hoşlanır. Kimisi de meraklı bir gezintiye çıkmak için okur. Amacı hoşça vakit geçirmektir. Nitelikli bir okuyucu ise eserle sanatçısını tanımak için ilişkiye girer. Amacı kendi varoluşunu başka bir insanla temasa geçerek geliştirmektir, zenginleştirmektir; yani kendisini aşmaktır. O sadece sanat eserine bu gözle bakmaz, evrene de bu tarz bir bakış açısına sahiptir.  

       Bir mümin nasıl evrenin olay, olgu ve varlıklarına bakıp bunlarda Allah’ın(c.c.) güzel isim ve sıfatlarının tecellilerini hayranlıkla seyretmekteyse nitelikli bir okuyucu da büyük bir sanatçının eseri karşısında  metin kırılmasının olduğu noktalarda sanatçının bilinçdışı bir biçimde kendi iç dünyasının ve öz yaşamının gizlerini ifade edişini büyük bir şaşkınlıkla okumaktadır. Müminin evrene bu çeşit bakış açısı ile nitelikli bir okuyucunun esere bakış açısı birbiriyle koşuttur.

       Metin kırılması yöntemine önem veren nitelikli bir okuyucunun evrenin olay, olgu ve varlıklarına  tevhit anlayışı yönünde bakması, doğal bir eğilim ve süreçtir.

       Tevhit anlayışı bir insanı kendi nefsinin bencil ve çıkarcı vasıflarından kurtarıp onu Allah(c.c.) rızası ve toplum yararı için eyleme ve çalışmaya sevk eden nitelikli biri konumuna getirir.

 

       Metin Kırılması Neden Sistematik Bir Eleştiri ve İnceleme Yöntemidir?

       Metin kırılması yöntemi eserin bütününü organik bir yapı olarak kabul eder. Öyle ki sanatçının bir sözcüğü bile tesadüf eseri olarak söylemediği, ilgili sözcüğün eserin bütününde ve anlam dünyasında önemli bir rol oynadığı gerçeğinden hareket eder.

       Metin kırılmasının oluştuğuna işaret eden bir özellik eserde rastlanıldığında hiçbir istisna tanımadan sanatçının öz yaşamı ve iç dünyası ile ilgili bir gerçekliğe ışık tutar.

 

       Metin Kırılması Yönteminin İncelemeci, Araştırmacı ve Eleştirmene Sonsuzda Bir Hata Yapma  Hakkını Bile Tanımadığını mı İddia Ediyorsunuz?

       Eserin Derindeki metin ve En üstteki metini çeşitli film karelerinin uyumlu bir biçimde biraraya gelmesi ile oluşur. Bu açıdan metin kırılması yöntemi eserin bütününü dikkate aldığından ve eserin bütünlüğüne uyarlandığından bu yöntemle çalışan incelemeciye, araştırmacıya ve eleştirmene sonsuzda bir hata yapma hakkını bile tanımamaktadır. Örneğin metin kırılması yöntemini uygulayan birisi eserin bir yerinde sanatçının iç dünyası ile ilgili bir bulguyu psikoloji ve ruhçözüm bilimlerinin verileri ile çözümleyemediği zaman Derindeki metinin uyumlu bir biçimde akıp giden film karesi ilgili noktada kopacaktır. Dahası sanatçının öz yaşamı ile ilgili bulgular metin kırılmasının doğal sonucu olarak yoruma ihtiyaç duyulmayacak bir açıklıkla ortaya çıktıklarına göre bu filmin devamı bu noktalarda en küçük bir yanlışı ve yanılma payını bile kabul etmemektedir. Tüm bunlar metin kırılmasının üst derecede bir bilimsel yöntem, daha doğrusu yüzde yüz doğruluk, güvenirlik, genellik ölçütlerine sahip bir araştırma, inceleme ve eleştiri yöntemi  olduğunu kanıtlamaktadır.

 

       Derindeki Metin Nedir?

       Metin kırılması sonucu sanatçının iç dünyasına ve öz yaşamına ilişkin bulgulara ulaştığımızı belirtmiştik. Bunlar adeta bir filmin kareleri gibi biraraya geldiğinde sanatçının geçmişindeki bir dönemini canlandırmaktadırlar. Bu ilgili dönem genellikle ilk çocukluk veya ergenlik yıllarına karşılık gelmektedir. Sanatçının yaşamının bu dönemlerinde aşamadığı, takıldığı duygusal sorunlar eserin yüzeydeki metinin altında ayrı bir hüviyette, yani başka bir metin olarak ortaya çıkmaktadır. Biz buna Derindeki metin adını verdik.

 

       En Üstteki Metin Nedir?

       Derindeki metini nasıl metin kırılması yöntemiyle bulgularsak, En üstteki metine de aynı yöntemle ulaşırız. Derindeki metin sanatçının öz yaşamını ve iç dünyasını konu alır, En üstteki metinin konusu da aynıdır. Derindeki metinde sanatçı çocukluğunu veya ergenlik yıllarını işler, En üstteki metinde ise gençlik veya olgunluk çağında veya ilgili eseri kaleme almadan az önceki bir geçmişte yaşadığı bir olay veya olguyu konu alır.

       Her sanatçı meydana getireceği sanat eseri için yakın zamandaki yaşamından gelecek bir kıvılcıma muhtaçtır. En üstteki metin bu kıvılcımı temsil eder. En üstteki metin ilgili eserin oluşumunda temel bir işleve sahiptir, yani  eserin ruhu ve kalbidir. Derindeki metinde işlenen tüm konular adeta kılcal damarlarla En üstteki metine bağlıdır. Derindeki metinin oluşum nedeni de En üstteki metinde aranmalıdır.

 

       Sanatçı Derindeki Metini veya En Üstteki Metini Bilinçli Olarak mı Yoksa Bilinçsiz Olarak mı Eserin Bünyesinde Oluşturmaktadır?

       Sanatçı eserinin Yüzeydeki metinini kurarken Derindeki metinin veya En üstteki metinin farkında değildir. Derindeki metin ile En üstteki metini bilinçdışı olarak eserinin dokusuna yerleştirmektedir.

       Derindeki metinde veya En üstteki metinde işlenen malzeme ile sanatçı bilinçli bir biçimde karşılaşmış olsaydı, ilgili eseri yazacak psikolojik gücü ve güdüyü yitirirdi. Zira her insan iç dünyasına ve öz yaşamına ilişkin bilgileri doğal olarak başkalarından saklar. Bunları ortaya sermemek için büyük bir direnç gösterir. Biz buna sakınma güdüsü adını verebiliriz.

       Metin kırılması olan noktalarda sanatçı öz yaşamına ve iç dünyasına ilişkin bilgileri okuyucudan sakınmakta ama aynı yerlerde eseri yazmasına neden olan varoluşsal güdülerin de etkisi altında kalmaktadır. Yani sakınma güdüsü ile varoluşsal güdüler sanatçının ruhsal dünyasında bir uzlaşmaya vararak metin kırılması olan noktaları oluşturmaktadır. Ama tüm bunlar sanatçının ruhsal dünyasında bilinçdışı bir biçimde meydana gelmektedir. Kuşkusuz sanatçı eserini yazdıktan sonra ruhsal dünyasında sağlığı adına olumlu bir gelişme olarak duyumsadığı bir boşalma ve rahatlama duygusu  da yaşayacaktır. Bunu da yazdığı esere bağlamaması için hiçbir neden yoktur. Ama sanatçı metin kırılması yönteminden habersizse bunun gerçek nedenini hiçbir zaman anlayamayacaktır.

 

       Metin Kırılması Yönteminin Geleceği ile İlgili Düşünceleriniz Nelerdir?

       Metin kırılması yönteminin gerek ülkemizde gerekse yurt dışında yaygınlaşacağı ve özgün bir eser inceleme, araştırma ve eleştiri yöntemi olarak benimseneceği konusunda kimsenin bir kuşkusu olmasın. Metin kırılmasının  eser incelemelerinde bilimsel temele dayanan  bir sistematik  yöntem olması dolayısıyla gerek ülkemizde gerekse yurt dışında pek çok edebi eserin sanatçısına ilişkin giz perdelerini açacağını umuyorum. Şimdilik bu yöntemle yapılacak eser incelemelerini sabırsızlıkla beklediğimi belirteyim. Tabii en büyük umudum metin kırılması yönteminin üniversitede öğretim programına alınmasıdır. Kim bilir bu yöntem belki de kısa zamanda lise ders programlarına kadar girebilir.

       Metin kırılması yöntemi ile araştırma, inceleme ve eleştiri yapacak birisinin psikoloji ve özellikle ruhçözüm bilimlerinde donanımlı olması gerekmektedir. Bu da ayrı bir eğitim ve uzmanlık işidir. Tüm bunlar bir araştırma, inceleme ve eleştiri yöntemini öğrenmek ve uygulamak için katlanacak güçlükler olarak değer mi? Ben değeceğine inanıyorum.

 

       Fuzuli, Leyla ve Mecnun Mesnevisinde Kendi İç Dünyasını ve Öz Yaşamını mı İşlemiştir?

       Evet, Fuzuli Leyla ve Mecnun Mesnevisinde kendi öz yaşamını ve iç dünyasını işlemiştir. Derindeki metinde üç ila on yaş arası çocukluğunu, En üstteki metinde ise bu eseri yazmadan önce başından geçen bir aşk macerasını konu edinmiştir. Her iki metin de neden sonuç ilişkisiyle birbirine bağlıdır. Bu bilgiler edebiyat tarihi açısından da büyük bir önem taşır.

       Hazırladığım eseri okuyan okuyucu, Yüzeydeki metinde Leyla ve Mecnun’un serüvenini takip ederken Derindeki metin ve En üstteki metinde şairin öz yaşamı ve iç dünyası ile ilgili bilgilerle karşılaşmaktadır.

           

Kitabınızı Niçin Bir Yayınevine Verip de Türkiye Genelinde Dağıtımının Yapılıp Tanınmasını ve Bilinmesini Sağlamadınız?

      Her yazarın gönlünden geçen de budur. Ama gelin görün ki yayınevi benim sözlerime bakıp da kitap basmıyor. İnceletiyor. İnceleyen insanların da çoğunlukla  birtakım önyargıları oluyor, bunlarla bana karşı koymaya çalışıyorlar veya bazıları yeni düşünceler karşısında benden yana taraf alma inisiyatifini kullanarak riske girmek istemiyorlar. Daha doğrusu benim branşımda bu tür talihsizliklere daha çok rastlanıyor. Bunlardan çok çektiğim için eserim de benimle aynı kaderi yaşıyor. Bir de yazarın ilk eserini hiçbir yayınevi gözü kapalı olarak elbette basmaz. Her neyse ben de bu yüzden kitabımı sınırlı olanaklarıma karşın kendim bastırdım ve burada insanlara duyurmaya çalışmaktayım.

 

       Metin Kırılması Yöntemini Başka Eserlere Uyguladınız mı, Bunlarda Nasıl Bir Sonuçla Karşılaştınız?

       Metin kırılması yöntemini zihnimde çağdaş ve eski edebiyattaki pek çok esere uyguladım. Her birisinde de olumlu bir sonuçla karşılaştım. Eserlerde metin kırılması olarak tespit edilen noktalarda hiçbir istisnayla karşılaşmadan Derindeki metin ve En üstteki metinde sanatçının öz yaşamı ve iç dünyası ile ilgili bulgulara ulaştım.

 

       İnsanın Düşünceleri Çok Çabuk Değişir. Kitabınız Yayımlandığından Beri Aradan Geçen Zamanla Bulgularınızda ve Değerlendirmelerinizde Bir Yanılma ve Yanlışlık Fark Ettiniz mi?

       Kitabım yayımlanalı altı ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte kuramımı zihnimde başka eserlere de uygulama olanağı buldum. Yayımlanmış eserimdeki hiçbir bulguyu ve değerlendirmeyi değiştirme gereği de duymadım. Duyacağımı da sanmıyorum. Bunun nedeni bu konuda kör bir inanca sahip olmam değildir. Metin kırılması yöntemi tıpkı pozitif bilimlerde olduğu gibi nesnellik ilkesine  dayanmaktadır. Eserimde yazım ve anlatım kusurları dışında herhangi bir değiştirilecek husus görmedim.

 

       Metin Kırılması Yönteminin Hayata Bakış Açımızda ve İnsanları Tanımamızda Ne Gibi Yararları Vardır?

       Bu soruyu henüz kimse bana sormadı. Ama yakın çevremden “Metin kırılması bir hayat felsefesi midir? Metin kırılması ile bir felsefi ekol mü kuruyorsunuz?” türünde daha geniş boyutlarda değerlendirilebilecek sorular aldım. Bu tür sorular da metin kırılmasının bir eleştiri ve eser inceleme yöntemi olmasının yanında benim onun hayata taşan ve karışan yönüne değinmeme neden olmuştur.

       Metin kırılması yönteminin insan ilişkilerinde önemli bir gerçekliğe hizmet edebileceğini düşünmekteyim.

       “Bana arkadaşını söyle senin kim olduğunu söyleyeyim.” diye bir atasözümüz vardır. Ben bu atasözünü biraz değiştirerek şöyle bir iddiada bulunuyorum: “Bana yalanlarını söyle senin kim olduğunu söyleyeyim.” Sanatçı metin kırılması olan noktalarda nasıl öz yaşamını ve iç dünyasını gizlemekteyse kişinin söylediği yalanlar da aslında onun iç dünyasına ait komplekslere ve öz yaşamı ile ilgili bilgilere işaret etmektedir. Bu açıdan insan ilişkilerinde karşılaşılan yalanlar, her ne kadar hoşlanılmayan ve olumsuz etkileri olan şeylerse de aslında bunlardan olumlu yönden yararlanılabilir. Yalanlar hoşgörü ve anlayışla karşılanarak daha yapıcı insan ilişkilerinin kurulmasına zemin hazırlayan bir malzeme oluşturabilir.

       Amacımız yalana meşruluk ve haklılık değeri katmak değildir. İnsanı ve insanlığı bundan kurtarmaktır. Çünkü yalandan yaralanılabileceği konusundaki iddiamız, insanları yalandan uzaklaştırmak önemli bir işlevi de sağlayacaktır. İç dünyasını ve öz yaşamını başkalarından saklama yönünde güçlü bir eğilimin kıskacında olan insanoğlu, eğer metin kırılması ile ilgili saptadığımız bu gerçeğin bilincinde ise yalan konuşmamak için elinden geleni yapacaktır.

       Metin kırılması bir eleştiri ve eser inceleme yöntemi olmanın yanında onun eğitsel ve felsefi bir derinliği ve boyutu da bulunmaktadır. Bu açıdan metin kırılmasını entelektüel bir uğraşı olarak da görmek mümkündür.

 

 ANA SAYFA